Bilgiler > Borderline Kişilik Bozukluğu
Borderline Kişilik Bozukluğu
Borderline kişilik bozukluğu
size değer verenleri bıktırmak, boğmak, sıkmak ve sizden nefret etmelerini sağlamak borderline'lı hastaların en iğrenç özelliğidir. size en yakın kişiler bilir genelde hastalığınızı, diğerleri tarafından sevilen biri bile olabilirsiniz ama bu insanlara çok yaklaşan, onları önemseyen yanar.
bunları bir borderline'lı olarak söylemek ne kadar acı bilemezsiniz. bu hastalığa sahip insanların fark etmeden kötülük yapması, hem de aslında en çok sevdiklerine bunu yapması onları mahvediyor. bu kişilerle ilişki yaşayanlar onlara ağızlarına geleni söylüyorlar. onların ruhsuz, kıskanç, bencil olduklarını düşünüyorlar. kendi açılarından haklılar da zaten ama biz aslında ruhsuz değiliz. biz şanssız insanlarız sadece. bazen küçüklükte bazen de gelişim çağında travmalar yaşamış insanlarız. bizimle ilişki yaşayanlar aslında onları sevmediğimizi düşünürler ama biz aslında fazla sevdiğimiz için öyle davranıyoruz. masumiyetimizi açıklamaz bu gerekçe ama biz doğru şekilde sevmeyi öğrenememiş insanlarız. yeri gelir size öfkelenir, bağırır hatta saldırırız ama bunlar kalbimizin çırpınışlarıdır aslında. "beni sev! ben sevgiye muhtacım! kırma beni, acıtma canımı... zaten çok acıttılar bu zamana kadar, sen de yapma..." demek ister, diyemeyiz. saldırmayı, suçlamayı tercih ederiz. çünkü zayıf noktalarımızın öğrenilmesinden, güvenmekten korkarız ve güvenin sonundan, yani kırılmaktan.
gözlerimiz dalıp gidiyorsa bir yerlere ve yavaş yavaş süzülmeye başlıyorsa yaşlarımız, sevgiye muhtacız demektir. sorun şu ki muhtaç olduğumuz anda asla anlayamıyoruz bunu. boş boş düşüncelere dalıyoruz sadece. "ne oldu?" diye sorsanız "bilmiyoruz". çok sevseniz, mutlu etseniz bile sizden hep daha iyisini bekliyoruz. size bağımlı hale geliyoruz. sonra ağzınızdan çıkan bir kötü sözle bile yıkılıyor, her şey güzel giderken bile bırakıp gitme ihtimalinizi düşünüyor, ölmek istiyoruz. her şeyden herkesten kıskanıyoruz sizi. dayanamıyorsunuz buna, nasıl dayanılır ki zaten, patlıyorsunuz birden, kızıyor bağırıyorsunuz bize. "biliyordum" diyoruz biz de sonra, "beni bırakacağını, beni sevmeyeceğini biliyordum". önceden melek olan bizler o noktadan sonra şeytanlaşmaya başlıyoruz. sinirlenmeler, hakaretler, saldırmalar birbirini izliyor sonra. hep aynı senaryo ne yazık ki. sizi acımasızca dövsek bile hep soruyoruz "neden... neden beni çok sevmedin?"
içimizdeki melek de şeytan da biziz ama biz aslında kötü değiliz ki. öğrenememişiz sadece sevmeyi, sevilmeyi; nasıl değer verilir, nasıl değer verenin kıymeti bilinir anlayamamışız... bu yüzden kızmayın bize artık, sadece bu hastalığa sahip insanlarla tanıştığınızda uzaklaşın onlardan.
biz nasıl olsa*** alışıyoruz yalnızlığa :)
***