Bilgiler > Karacaoğlan Şiirleri
Karacaoğlan Şiirleri
1- ölünce sevemezsem seni
şiirin temeli karacaoğlan'a aittir fakat erhan güleryüz bir kaç ek ve değişiklik yapmıştır.
şol dergahtan dönsün yüzüm
ölünce sevemezsem seni
kan ağlasın iki gözüm
ölünce sevemezsem seni
muradıma ermeyeyim
hak didarın görmeyeyim
gonca gülün dermeyeyim
ölünce sevemezsem seni
olsun hey efendim olsun
her kişi ettiğin bulsun
gözlerim kanlı yaş döksün
ölünce sevemezsem seni
sırrım aleme faş olsun
bağrında biten taş olsun
gözlerim kanlı yaş olsun
ölünce sevemezsem seni
karac'oğlan olur mürde
sen düşürdün beni derde
muhtaç olayım namerde
ölünce sevemezsem seni
2-bir kız bana emmi dedi
değirmenden geldim beygirim yüklü
şu kızı görenin del'olur aklı
on beş yaşında kırk beş belikli
bir kız bana emmi dedi neyleyim
birem birem toplayayım odunu
bilem dedim bilemedim adını
albıstan yanaklı türkmen kadını
bir kız bana emmi dedi neyleyim
bizim ilde urum olur uc olur
sızılaşır bozkurtları aç olur
bir yiğide emmi demek güç olur
bir kız bana emmi dedi neyleyim
karac'oğlan der ki n'olup n'olayım
akan sularınan ben de geleyim
sakal seni makkabınan yolayım
bir kız bana emmi dedi neyleyim
3-bana kara diyen dilber
bana kara diyen dilber
kaşların kara değil mi
yüzümü güldüren gelin
gözlerin kara değil mi
güzel ben seni isterim
seni koynumda beslerim
yüzünü güzel göreyim
zülüfün kara değil mi
boyun uzun belin ince
yanakların olmuş gonca
salıversin kulunca
beliğin kara değil mi
utanırsın akar terin
güzellikde yok benzerin
en sevgili makbul yerin
saçların kara değil mi
beni kara diye yerme
mevlam yaratmış hor görme
ela göze siyah sürme
çekilir kara değil mi
hint'den yemen'den çekilir
iner bağdat'a dökülür
türlü taama ekilir
biber de kara değil mi
göllerde kuğular olur
göğsü ak kara benlidir
mısır'da çok zengin vardır
kölesi kara değil mi
pınara konan kuğunun
kanadı beyaz çoğunun
çöldeki arap beyinin
çadırı kara değil mi
her yoldan gelir geçerler
aktan karayı seçerler
ağalar beyler içerler
kahve de kara değil mi
evlerinde sular akar
güzelleri göze bakar
hublar yanağına sokar
sümbül de kara değil mi
karac'oğlan der maşallah
birgün görünür inşallah
kara donludur beytullah
örtüsü kara değil mi
4-üryan geldim yine üryan giderim
üryan geldim gene üryan giderim
ölmemeye elde fermanım mı var
azrail gelmiş de can talep eyler
benim can vermeye dermanım mı var
dirilirler dirilirler gelirler
huzur-ı mahşerde divan dururlar
harâmî var diye korku verirler
benim ipek yüklü kervanım mı var
er isen erliğin meydana getir
kadir mevlâm noksanımı sen yetir
bana derler gam yükünü sen götür
benim yük götürür dermanım mı var
karac'oğlan der ki ismim överler
ağu oldu bildiğimiz şekerler
güzel sever diye isnad ederler
benim hak'tan özge sevdiğim mi var
5-bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm
vara vara vardım ol kara taşa
hasret ettin beni kavim kardaşa
sebep ne gözden akan kanlı yaşa
bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm
nice sultanları tahttan indirdi
nicesinin gül benzini soldurdu
nicelerin gelmez yola gönderdi
bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm
karacoğlan der ki kondum göçülmez
acıdır ecel şerbeti içilmez
üç derdim var birbirinden seçilmez
bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm
6-ala gözlüm ben bu elden gidersem
ala gözlüm, ben bu ilden gidersem,
zülfü perişanım kal, melil melil.
kerem et, aklından çıkarma beni;
ağla göz yaşın sil, melil melil.
yeğin ey sevdiğim, sen seni düzet;
karayı bağla da, beyazı çöz, at;
doldur ver badeyi, bir daha uzat;
ayrılık şerbetin ver, melil melil.
elvan çiçeklerden sokma başına,
kudret kalemini çekme kaşına,
beni unutursan doyma yaşına,
gez benim aşkımla yar, melil melil.
karac`oğlan der ki: ölüp ölünçe,
ben de güzel sevdim kendi halımça;
varıp gurbet ile vasıl olunça,
dostlardan haberim al, melil melil.
7-şu yalan dünya
şu yalan dünyaya geldim geleli (geldim geleli)
tas tas içtim ağuları sağ iken (canım sağ iken)
kahbe felek vermez benim muradım
viran oldum mor sümbüllü bağ iken
aradılar bir tenhada buldular (canım buldular)
yaslandılar şivgalarım kırdılar (güzel kırdılar)
yaz bahar ayında bir od verdiler
yandım gittim anam karlı dağ iken
karacaoğlan der ki bakın gelene bakın gelene
ömrümün yarısı gitti talana gitti talana
sual eylen bizden (evvel gelene)
kim var idi biz bu elde yoğ iken
8-var git ölüm
ölüm ardıma düşüp de yorulma
var git ölüm bir zaman da gene gel
akıbet alırsın komazsın beni
var git ölüm bir zaman da gene gel
şöyle bir vakitler yiyip içerken
yiyip içip yaylalarda gezerken
gene mi geldin ben senden kaçarken
var git ölüm bir zaman gene gel
çıkıp boz kurtlayın ulaşamadım
yalan dünya sana çıkışamadım
eşimle dostumla buluşamadım
var git ölüm bir zaman da gene gel
karac'oğlan der ki derdim pek beter
bahçede bülbüller şakıyıp öter
anayı atayı dün aldın yeter
var git ölüm bir zaman gene gel
9-nalın dilber
karşımda salınıp durma,
at boynuma golun dilber,
yalın ayak yere basma,
giyin altın nalın dilber,
bir yar sevdim gücüm yetmez,
bu gönül seni terk etmez,
havalanmış elim yetmez,
göğe çıkmış dalın dilber,
karacaoğlan derdim çoktur,
kaşlar gara bakış oktur,
bir misli menendin yoktur,
nece senin halın dilber
10-yürü bre yalan dünya
yürü bre yalan dünya
sana konan göçer bir gün
insan bir ekine misal
seni eken biçer bir gün
ağalar içmesi hoştur
o da züğürtlere güçtür
can kafeste duran kuştur
elbet uçar gider bir gün
aşıklar der ki n'olacak
bu dünya mamur olacak
haleb'i osmanlı alacak
dağı taşa katar bir gün
yerimi serin bucağa
suyumu koyun ocağa
kafamı alin kucağa
garip anam ağlar bir gün
yer yüzünde yeşil yaprak
yer altında kefen yırtmak
yastığımız kara toprak
o da bizi atar bir gün
bindirirler cansız ata
indirirler tuta tuta
var dünyadan yol ahrete
yelgin gider salın bir gün
karac'oğlan der nasıma
çok işler gelir başıma
mezarımın baş taşına
baykuş konar öter bir gün
11-turnam şiirin temeli karacaoğlan'na aittir murat kekilli üzerine eklemeler yapmıştır.
bitti m'ola şam ilinin hurması
gitti m'ola ala gözün sürmesi
bağdat'ın basra'nın telli turnası
turna yardan haber geldi eylenme
aşına da karac'oğlan aşına
yeni değmiş on üç on dört yaşına
ırak değil ak pınarın başına
turna yardan haber geldi eylenme