Temelelektronik.info

Bilgiler > İnsan Ömrünü Uzatan Şeyin Aslında Modert Tıp Olmaması



İnsan Ömrünü Uzatan Şeyin Aslında Modert Tıp Olmaması

1700lü yıllarda ortalama insan ömrü 30 yılken şimdi 75 yıla çıkmış ve 45 yıllık bir kazanım elde edilmiş. bu zaten bilinen bir bilgi. en başta bu "gelişen modern tıbbın bir mucizesi" gibi gözüküyor ama aslında öyle değilmiş. geçen gün bu konularda araştırma yapan ve önde gelen akademisyenlerden biriyle san francisco'da sohbet etme şansım oldu. bu konu gündeme geldi. kendisi insan ömrünün son 300-400 yılda yaşadığı kazanımların çok azının modern tıpla alakalı olduğunu söylediğinde ufkum ikiye katlandı.

özet geçersek:

-sırf modern tuvalet ve kanalizasyon sistemlerinin varlığı ortalama insan ömrüne 15-20 yıl eklemiş yani son 300-400 yılda insan ömründe gerçekleşen kazanımların neredeyse yarısı sırf buradan gelmiş. eskiden en gelişmiş ülkelerde bile insanlar tuvaletlerini hijyenik olmayan koşullarda yaptığı için hastalıklar çok hızlı bir şekilde yayılıyormuş. bugün hindistan ve afrika'nın kırsal kesimi gibi modern tuvalete sahip olmayan yerlerde hastalıklar hızla yayılır ve ortalama yaşam süreleri modern ülkelere göre çok daha kısadır. bahsettiğim şahsın dediğine göre bugün bir deprem olsa ve modern bir şehirdeki kanalizasyon sistemi tamamen çökse o şehirde hastalıklar o kadar hızlı yayılır ki depremin öldürdüğünden kat kat fazla insan hastalıklar yüzünden ölürmüş. hani tuvaleti yapıp sifonu çekiyoruz, sonra lavaboda elimizi yıkıyoruz ya, bu aslında büyük bir nimet ve ömrümüzü son 300 yılda en fazla uzatan şey tam olarak buna sahip olabilmek.

-binaların içinde hava sıcaklığını kontrol edebiliyor olmamız ortalama yaşam süresine 5-6 yıl eklemiş. ortaçağda kış mevsimi sert ve çetin geçince isveç, norveç, danimarka gibi kuzey ülkelerinde onbinlerce insan donarak ölüyormuş. yazın sıcak, kurak ve nemli geçtiği zamanlarda da ortadoğu ve güney amerika gibi yerlerde sıcaktan ölen onbinlerce insan oluyormuş. günümüzde yazın klima, kışın ısıtma teknolojileri sayesinde bu ölümler en azından gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde %99 oranında azalmış. 

-şehir hayatında sıcak suya ulaşım daha kolay olduğu için el yıkama, dış fırçalama gibi alışkanlıklar daha yaygınlaşmış. ayrıca insanlar daha sıklıkla duş almaya başlamış. tek başına bu bile ortalama insan ömrüne 5-10 yıl eklemiş çünkü hastalıklara yakalanma riski düşmüş.

-eskiden savaşlar, soykırımlar daha yoğun yaşanıyormuş. iki ülke savaş yaptıktan sonra kazanan taraf kaybeden ülkede her türlü katliam yapıyormuş. eski çağlarda ölen insanların üçte birinin şiddet olayları sonucu olduğu tahmin ediliyormuş. bugün şiddet olayları sonrası ölen insan oranı %1'ın bile çok altındaymış. bu da haliyle ortalama insan ömrünü arttırmış.

-sırf modern insanların cinsel ilişkilerde kondom kullanması bile ortalama insan ömrünün uzamasına sebep olmuş. afrika'da köylerde yaşayan insanlara kondom dağıtılmaya başlanınca bir çok hastalığın yayılma hızında yavaşlamalar gözlemlenmiş. aynı zamanda modern insanın az eşe sahip olması da bunda rol oynamış. bundan 400-500 yıl önce cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklar toplumda çok daha yaygınmış ve bu tür bir hastalığı olmayan yok gibiymiş.

-modern ülkelerde akraba evliliklerinin azalması, insanların daha az çocuk yapıp yaptığı çocuklara daha iyi bakması, yiyeceklerin buzdolabı ve dondurucuda uzun süre bozulmadan korunabilmesi gibi etkenler de insan ömrünü arttırmış.

-deterjan kullanımı sayesinde bulaşıkları ve giydiğimiz kıyafetleri daha etkili bir şekilde yıkayabilmemiz. bu da hastalıkların yayılma hızını azalttı. 

bütün bunları düşününce modern tıp ve ilaçlar ortalama insan ömrünü en fazla 5-6 yıl uzatabilmiş. mesela 50 yıl önce beyin kanseri olan biri ortalama 12 ay yaşayabiliyordu, bugün modern tıbbın tüm imkanlarıyla bu süre 16-17 aya çıkabiliyor. son 300-400 yılda ortalama insan ömründe yaşanan 40-45 yıllık kazanımın neredeyse 35-40 yılı sırf modern hayatın kazandırdığı konfordan ve hijyenik koşulların iyileşmesinden dolayı geliyor. tıbbın insan ömrüne yaptığı en büyük katkı çocuklukta yapılan koruyucu aşılardan ve çocuk ölümlerini azaltmasından gelmiş.

modern tıp öncesi orta ve fakir sınıf 30lu yaşlarında ölüyormuş ama konfor içinde yaşayan aristokrat ve zengin kesim yine bugünkü gibi uzun yaşıyormuş. mesela 1500'lerde ingiltere'de, fransa'da, çin'de ve japonya'da aristokrat kesimin modern tıp olmadan da 70li yaşlara kadar yaşadığı biliniyor. 

modern tıptan önce de kendine bakan, iyi şartlar altında yaşayan ve sağlıklı genlere sahip insanlar 70-75 yaşını görüyormuş, bugün yine görüyor. mesela abd'de modern tıbbı tamamen reddeden amish isminde dinci yobaz bir grup var. bu grubun ortalama yaşam süresi 76 yıl ve bu abd ortalamasıyla aynı. dahası amish'lerin ortalama yaşam süresi yaklaşık 100 yıldır hiç değişmemiş. yarın modern tıp sayesinde ortalama ömürler 100-120 yıla çıkarsa bu durum değişir ama şu anda modern tıp insan hayatını normal üstü seviyelere çekmemiş. mesela önümüzdeki 50 yılda ortalama insan ömrünün 72 yıldan 85-90 yıla çıkacağı söyleniyor. bu çok da büyük bir gelişme sayılmaz. 

1980 yılından bu yana 38 yıl geçti ve bu süreçte tıp dünyasında yüzlerce gelişme görüldü. bu süreçte abd'de ortalama yaşam süresi 73 yıldan 76 yıla, kanada'da 76 yıldan 80 yıla, ingiltere'de 74 yıldan 80 yıla çıkmış yani öyle çok büyük gelişme yaşanmamış. aynı dönemde altyapısını modernleştiren ve şehirleşme yaşayan malezya'da 65 yıldan 76 yıla, hindistan'da 54 yıldan 70 yıla, çin'de 65 yıldan 77 yıla çıkmış. demek ki gelişmekte olan ülkelerdeki altyapı ve şehirleşme atılımları yaşam süresini arttırma konusunda gelişmiş ülkelerdeki modernleşen tıptan daha fazla ivme sağlamış. 

modern tıp hastalıklar oluştuğunda onları tedavi eder ve iyileşmesini sağlar ama bahsettiğim şeyler hastalıkların yakalanma oranlarını büyük ölçüde düşüren şeyler. modern tıp hastalığın oluşmasını bekler, hastalık oluşunca da hastalığın belirtileriyle mücadele ederek onları ortadan kaldırmaya çalışır. hastalığın yayılmasını en başta engelleyen ve yayılma hızını azaltan şey modern yaşam biçimi ve şehirleşmedir. zaten modern tıp mucize yaratamaz. dün mevcut olan bir hastalığın tedavisi bulunur, bugün yeni bir hastalık çıkar. ona da tedavi bulunur, yarın bambaşka bir hastalık çıkar. modern tıp insanın ve hücrelerinin yaşlanmasını durdurabilirse asıl devrim o olur.

bu modern tıp gereksiz demek değil. modern tıp geçmişte insanları öldüren bir çok hastalığa çare bulmuş ve bulmaya da devam ediyor ama bir hastalığa çare bulundukça yenisi çıkıyor. bugün yıllardır kullanılan antibiyotikler yüzünden bakteriler eskisine göre kat kat daha güçlü ve bazı hastalıklarla mücadele etmek giderek zorlaşıyor çünkü biz nasıl evrim geçiriyorsak hastalıklar da evrim geçiriyor.


sonraki bilgi:      Doğrudan Müşteri Hizmetlerine bağlanma telefonları

önceki bilgi:       Yalnızlık Depresyon İlişkisi

 
 

Bu sayfaya 353  defa bakıldı


Bu internet sitesi kar amacı gütmemektedir. Bu içeriğin siteden kaldırılmasını istiyorsanız alttaki butonu kullanarak içeriğin kaldırılması için istekte bulunabilirsiniz.