Nuri Demirağ
sorgu hâkimi ömer bey’in ve eşi ayşe hanım’ın, ileride “sayısız ilke imza atan kişi” olarak söz edilecek oğulları nuri demirağ o zamanki ismiyle mühürzade mehmet nuri 1886’da sivas’ın divriği ilçesinde dünyaya gelir. talihsiz bir kaza sonucunda babasını kaybettiğinde kendisi 3 yaşındadır, kardeşi abdürrahman naci de 3 aylıktır. rüştiye mektebine devam eden nuri’ye başarılı ve örnek bir öğrenci olması nedeniyle okulu bitirince aynı okulda vekil öğretmenlik teklif edilir. böylece nuri iş hayatına atılmış olur. ziraat bankası’na memur alınacağını haber alan mehmet nuri girdiği sınavda başarılı olunca ziraat bankası’nın önce kangal şubesinde daha sonra da koçgiri şubesinde çalışır. koçgiri şubesinde çalıştığı dönemde bulunduğu yerde büyük kıtlık baş gösterince depolarda terk edilen tahılı kişisel inisiyatifini kullanıp uygun fiyatla satar. bunun üzerine hakkında soruşturma açılır, ancak gerçek anlaşıldığında ödüllendirilir.
nuri demirağ havacılık sanayisinin yanı sıra başka pek çok girişimiyle de tarih sayfalarında yerini almış. kendisi türkiye cumhuriyeti demiryolları inşaatının ilk müteahhitlerinden ve cumhuriyet devrinin ilk sayılı zenginlerinden. kardeşi abdurrahman naci demirağ ile yaptıkları demiryolları türkiye ekonomisinin can damarı olmuş. kazandığı tüm parasıyla ise 1936 yılında havacılık sanayisinin temellerini atmış nuri demirağ’dan bugün bile türkiye cumhuriyeti’nin en büyük girişimcisi olarak söz ediliyor.
sigara kâğıdında “türk zaferi”
ziraat bankası’nda memuriyetini sürdürürken maliye bakanlığı’nın sınavlarını kazanan mehmet nuri’ye istanbul yolu gözükür. artık maliye bakanlığı’nın bir çalışanıdır. çalışırken mesleki bilgisini de artırmaya önem veren nuri bey bir yandan da maliye yüksek okulu’ndaki gece derslerine katılarak yüksek öğrenimini tamamlar. bu dönemde istanbul işgal altındadır. bir gün maliye müfettişi mehmet nuri bey bugünkü kurtuluş semtindeki maliye şubesini teftişe gider. şubeden çıktığında birkaç rum delikanlı önünü keserek başından aldıkları fesi yere atar ve kendisiyle alay eder. nuri bey’in milli gururu zedelenir. “milli haysiyet ve şerefi böyle ayaklar altında çiğnenen bir hükümete memurluk edemem” der ve istifa eder. aslında bu hayatının dönüm noktasıdır. memurluktan ayrılan nuri bey ticarete atılmaya karar verir. ancak bütün sermayesi 56 sarı liradır. bunu 252 lira kâğıt paraya çevirir ve sigara kâğıdı üretimi işine yatırır. kendisi sigarayı hiç sevmediği halde yabancılara sigara kâğıdı için ödenen paranın milli servete verdiği zararı önlemek niyetiyle sigara kâğıdı üretimine başlar. başarılı olmanın tek yolunun çok çalışmaktan geçtiğinin bilinciyle büyük bir azimle çalışır. “türk zaferi” adını verdiği ürün, yabancıların denetimindeki sigara kâğıdı piyasasında halk tarafından büyük ilgi görür. nuri bey’in 252 lirası 3 yıl içinde 84.000 liraya çıkar. bu arada işgal sona ermiş, cumhuriyet ilan edilmiştir.
ülkeyi “demirağlarla” ördüler
bütün varlığını ülkesi için kullanmayı amaç edinen nuri demirağ sigara kâğıdı üretiminde olduğu gibi diğer alanlarda da yabancı tekelini kırmayı istiyor, paranın yurt içinde kalmasını hedefliyordu. işte demiryolu yapımına başlaması da bu doğrultuda bir girişimdi. 1926’da samsun-sivas demiryolunun yapımını üstlenen fransız şirketi reji jeneral işi bırakınca demiryolunun türk müteahhitler, türk işçiler tarafından yapılması kararlaştırılır. bunu duyan nuri demirağ hayatının fırsatını yakalamış olmanın heyecanıyla o zamanki tapu dairesinde mühendislik yapan kardeşi abdurrahman naci’nin işinden ayrılmasını ister ve iki kardeş bu iş için kolları sıvar. ilk olarak yapılacak 7 km’lik kısım için ihaleye giren nuri bey 210.000 lira gibi çok düşük bir fiyat vererek ihaleyi kazanır. işin geri kalanını da yapmalarına karar verilmesiyle iki kardeş samsun-sivas, fevzipaşa-diyarbakır, afyon-antalya, sivas-erzurum, ırmak-filyos hatlarında 1012,50 km’lik demiryolu hattı inşaatını tamamlar. diğer bir deyişle ülkeyi “demirağlarla örerler”. bu demiryolları türkiye ekonomisinin can damarı olmuştur. ırmak-filyos demiryolu hattının diğer adı “kömür yolu” dur. ankara yakınından geçen bu yol, zonguldak havzasıyla ülkenin diğer kömür yatakları arasındaki bağlantı sağlayarak enerji ihtiyacının karşılanmasına katkıda bulunacaktır. ikinci önemli proje olan sivas-erzurum demiryolu, divriği madenlerinin işlenmeye başlamasıyla madenlerin transferini sağlayarak gerçek işlevine kavuşmuştur. fevzipaşa-diyarbakır hattı yani “bakır yolu”, ergani bakır işletmelerinin ekonomiye kazandırılmasını amaçlar. çok dağlık ve kayalık arazide balyozlarla dağları delerek tünel açmak zorunda kalsalar da işleri 1 yıl gibi kısa bir sürede bitirirler. mustafa kemal atatürk bu başarıları, iki kardeşe demirağ soyadını vererek ödüllendirir. mühürzade nuri bey artık nuri demirağ olmuştur. cumhuriyet’in bu ilk yıllarında nuri demirağ artık türkiye’nin ünlü inşaat müteahhidi ve en zengin birkaç kişisinden biridir. demiryolu müteahhitliği dışında bursa’da merinos, karabük’te demir-çelik, izmit’te selüloz, sivas’ta çimento fabrikalarının ve istanbul sebze, meyve hali inşaatlarının müteahhitliğini de yapmıştır.
istanbul boğazı’na köprü hayali
büyük inşaat projeleri nuri demirağ’ı heyecanlandırmıştır. bu heyecanla istanbul boğazı’na köprü inşa etmeyi planlar. yurtdışından uzmanlar getirerek incelemeler yaptırır. san francisco’daki golden gate köprüsüyle aynı sistemde bir köprü yapılması için anlaşılır. tüm hazırlıkları bitmiş olan köprü projesi 1934’de cumhurbaşkanı mustafa kemal atatürk’e sunulur. kendisinden onay alınsa da hükümetten onay alınamaması nedeniyle bütün çalışmalar boşa gider. bu sonucu hiç beklemeyen nuri demirağ büyük bir hayal kırıklığına uğrar. ama bu fikri 41 yıl sonra hayata geçer. enerji kaynaklarının o günlerde yetersiz olması da nuri bey’in dikkatinden kaçmaz. ileri görüşlü biri olması sayesinde kebanbarajı projesini ilk kez o tarihte gündeme getirir. ancak pek kimsenin ilgilenmediği bu fikri de 33 yıl sonra gerçekleşir.
siyasete de atılan demirağ: köyleri kalkındırma planları
nuri demirağ politikaya girmeye karar verir ve 1945 yılının temmuz ayında bir muhalefet partisi kurar. milli kalkınma partisi ile seçimlerde yeterince başarı gösteremeyince 1954’teki seçimlerde demokrat parti’den adaylığını koyarak sivas milletvekili seçilir. çölleşmeye karşı tedbirler, tarım ve hayvancılık, enerji, köprüler ve barajlar, limanlarla ilgili çalışmalar yapar.
nuri demirağ’ın hayalinde modern köyler vardır ve bu hayalini de gerçeğe dönüştürmek için yüklü miktarda para harcar. bu modern köyleri kurmak için işe memleketi divriği’den başlar. modern köyler türkiye’ye bu noktadan yayılacaktır. üç farklı tipte modern köy için tüm planlar hazırlanır. bu köy tiplerinden biri 1700 nüfuslu ve 340 haneli ziraat köyü, diğer ikisi de endüstri ve maden köyleri olacak, 1750 nüfus, 342 hane barındıracaktır. ancak bu projeleri de çeşitli nedenlerle diğer projeleri gibi hayata geçirilememiştir.
teknik ve ahlak üniversitesi projesi
nuri demirağ’ın pek çok projesi hayata geçirilemese de kendisi pek çok ilke imza atmış biri olarak biliniyor. nuri demirağ’ın bu ilklerinden biri de kurmayı planladığı teknik ve ahlak üniversitesi’dir. ülke kalkınmasına çok önem veren demirağ, bunun ancak her açıdan donanımlı genç nesillerle gerçekleşebileceği fikrinden yola çıkarak böyle bir üniversite projesi hazırlar. bu üniversitede kendi deyimiyle “kollarında altın bileziği” olan gençler yetişecektir. demirağ bu projesiyle ahlak ve tekniği bir üniversite isminde bir araya getiren ilk kişidir. bu üniversiteden mezun olan gençlerin iş aramayacağı, kendilerinin girişimde bulunacağı, iş kuran ve işveren gençler olmasını istemiştir. üniversitede olması planlanan 22 bölümden bazıları: uçak mühendisliği, kimya, makine, elektrik, yol ve bina inşaatı, meteoroloji, fabrika organizasyonu, su mühendisliği, fizyoloji, tıp, hukuk, iktisat, astronomi ve dinler, gazetecilik. nuri demirağ üniversiteyi paşalimanı’ndaki, milyonlar değerindeki arazisinde kurmak ister. planları çizilen üniversitenin tam bir yerleşke şeklinde olması, 3442’si yatılı olmak üzere toplam 10.000 öğrencinin öğrenim görmesi planlanır. istanbul’un fethinin 500. yılında üsküdar’da nuri demirağ korusunda açılmasını planladığı teknik ve ahlak üniversitesi maalesef hayata geçirilemez.
kaynaklar
fatih, m. d., türkiye’nin havacılık efsanesi nuri demirağ, ötüken, 2007.
necmettin, m. d., nuri demirağ hayat ve mücadeleleri, nu.d matbaası, 1957.
http://www.youtube.com/watch?v=xf31cdjoihm
-özlem ak ikinci / bilim ve teknik
demirağ’ın uçakları 1936-1944
“avrupa’dan, amerika’dan lisanslar alıp uçak yapmak kopyacılıktan ibarettir. demode tipler için lisans verilmektedir. yeni icat edilenler ise bir sır gibi, büyük bir kıskançlıkla saklanmaktadır. binaenaleyh kopyacılıkla devam edilirse, demode şeylerle beyhude yere vakit geçirilecektir. şu halde avrupa ve amerika’nın son sistem tayyarelerine mukabil, yepyeni bir türk tipi vücuda getirilmelidir.”
işadamı nuri demirağ, 1924 yılından 1933 yılına kadar yaptığı 1012 kilometre demir yolu ve fabrikalardan kazandığı parayla memleketine başka nasıl katkıda bulunacağını düşünür ve nereye yatırım yapması gerektiğini araştırmaya başlar. türkiye’nin en çok uçak sanayisine ihtiyacı olduğuna karar verir. atatürk’ün “istikbal göklerdedir, çünkü göklerini koruyamayan milletler yarınlarından asla emin olamazlar” sözlerini kendine ilke edinir. gözlerini göklere diken nuri bey “göklerine hâkim olamayan milletlerin akıbeti felaket olacağına kat’iyyen kaniyim” düşüncesi ile harekete geçmiştir. türk hava kurumu tarafından uçak almak için istenen para yardımına cevap olarak “madem ki bir millet tayyaresiz yaşayamaz öyle ise, ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim” diyerek işe atılır.
yanına aldığı mühendis ve teknisyenle hızla çalışmaya başlar. avrupa ve amerika’da uzmanlarla birlikte yaptığı gezi ve incelemelerde bütün laboratuvarları, imalat tezgâhlarını, son teknoloji ısı fırınlarını, presleri, imalat hangarlarını, plan proje salonlarını büyük bir sabır ve azimle dört yıllık bir araştırmayla inceler. sonunda şu karara varır: “avrupa’dan, amerika’dan lisanslar alıp uçak yapmak kopyacılıktan ibarettir. demode tipler için lisans verilmektedir. yeni icat edilenler ise bir sır gibi, büyük bir kıskançlıkla saklanmaktadır. binaenaleyh kopyacılıkla devam edilirse, demode şeylerle beyhude yere vakit geçirilecektir. şu halde avrupa ve amerika’nın son sistem tayyarelerine mukabil, yepyeni bir türk tipi vücuda getirilmelidir.”
nuri demirağ, atatürk’ün uçak mühendisliği eğitimi alması için fransa’ya gönderdiği selahattin reşit alan’la birlikte uçak fabrikası için hazırlıklara başlamıştır. türk hava kurumu’ndan 24 uçak ve 65 planör siparişi alır. ilk aşamada on yıllık bir uçak imalat programı yapılır. 17 eylül 1936’da da fiilen teşebbüse geçilmiş ve bir çekoslovak firması ile motorlar için anlaşma yapılmıştır. beşiktaş’taki hayrettin iskelesi’nde, bugün deniz müzesi olarak kullanılan binanın hemen arkasında, o zamana göre hayli modern bir bina yaptırılır. binanın adı nuri demirağ beşiktaş tayyare atelyesi’dir. programa göre burası etüt (yani ar-ge) atölyesi olarak kullanılmıştır. mühendis selahattin alan tarafından nu.d-36 kod adı ile bir uçak tasarımı yapılmaya başlanır ve proje kısa zamanda tamamlanır.
uçaklar test uçuşları için yeşilköy’e taşınır ve tecrübeleri kurtuluş savaşı’nda pilotluk yapmış basri alev tarafından orada gerçekleştirilir. beşiktaş’ın yetersiz olduğu görülünce nuri demirağ, o tarihte dünyanın en gelişmiş havaalanlarından sayılan amsterdam havaalanının bir benzerini planlatır. planlanan bu havaalanı yeşilköy’deki tesislerin yakınına yapılır. yanına da uçak fabrikası kurulur. burası şu anda kullanılmakta olan atatürk hava limanı’dır. yeşilköy nuri demirağ tayyare fabrikası ve gök okulu 17 ağustos 1941’de hizmete açılır. asıl büyük fabrikayı memleketi olan sivas-divriği’de kurmayı planlar ve yatırımlar yapar, ancak bu planını gerçekleştiremez.
nuri demirağ ve ekibi, bir yandan aldıkları siparişleri karşılamak için tüm gayretleri ile çalışırken bir yandan da yepyeni bir model olan nu.d-38 uçağını geliştirir. bu arada türk hava kurumu’nun sipariş verdiği 12 eğitim uçağı ve 65 planör tamamlanır. thk planörleri kabul eder ve satın alır, fakat eğitim uçaklarını teknik açıdan yetersiz bulur ve almayı kabul etmez.
nuri demirağ tayyare fabrikalarında mühendis selahattin reşit alan tarafından iki uçak modeli tasarlanmış ve yapılmıştır. bu modeller 1936 ve 1938 yıllarında tasarlandığı için kodları nu.d-36 ve nu.d-38’dir. bugün teknik özelliklerini incelediğimizde ve o dönemin uçakları ile kıyasladığımızda en gelişmiş uçakların arasına girecek teknolojiye sahip olduklarını görebiliyoruz.
nu.d-36 eğitim uçağının teknik özellikleri
nu.d-36 eğitim uçağından 12 adet üretilmiştir. bu model tek motorluydu (motor tipi çekoslovak gama ı, 1750 dev/dk., 150 bg gücünde). kanat genişliği 9,74 m, uzunluğu 7,3 m, yüksekliği 2,44 m, kanat alanı ise 21,8 m2 olan çift kanatlı bir uçaktı. önlü ve arkalı iki pilot (tandem seat) koltuklu, iki kumandalı, gövdesi çelik boru ile ahşap kaplama, kuyruk ve kanatları bez kaplamaydı. menzili 500 km, hızı 182 km/ saat idi. boş ağırlığı 650 kg, tam yük kalkış kapasitesi 1000 kg idi. iniş takımları sabit fakat amortisörlüydü ve fren sistemi vardı. motor çalıştırma sistemi geliştirilmişti
nu.d-38 yolcu ve bombardıman uçağının teknik özellikleri
1938’de tasarlandığı için nu.d-38 ismini taşıyan uçak, prototip olarak bir adet imal edilmiştir. altı kişilik, yan yana iki pilot koltuklu, iki kumandalı, 4 yolcu kapasiteli bir uçaktı. iki motorluydu (motor tipi alman bramo sh 14a4, 160 bg gücünde, yedi silindirli ve hava soğutmalı). gövdesi alüminyum kaplama bir yolcu uçağıydı. azami hızı 271 km/saat, normal uçuş irtifası 5500 metre, menzili 1000 km. ve havada kalma süresi 3,5 saatti. gerektiğinde kısa sürede konfigürasyon değişikliği yapılarak bombardıman uçağı olarak kullanılabilecek şekilde tasarlanmıştı.
ölçüleri
uzunluğu: 8,30 m
yüksekliği: 2,20 m
kanat genişliği: 13,56 m
kanat alanı: 22,34 m²
ağırlık ve kabiliyetleri
boş ağırlığı: 1108 kg
tam yükle kalkış ağırlığı: 1850 kg
seyir hızı: 250 km/saat
iniş sürati: 76 km/saat
deniz seviyesindeki azami hızı: 271 km/saat
uçuş tavanı: 6650 m (21810 feet)
yapılan uçakların üstün niteliği
bu uçaklarda 600 saat uçuş ve uçuş öğretmenliği yapan uçak yüksek mühendisi mehmet kum’un verdiği bilgilere göre, yapılan uçaklar zamanına göre üstün teknik özelliklere sahipti. örneğin nu.d-36 uçağının motor çalıştırma sistemi bu üstün özelliklerden biridir. 1940’larda ve 1950’lerde yapılan birçok uçakta bu sistem yoktu.
mühendis selahattin alan tarafından tasarlanan nu.d-36’da bir pompa kullanılarak elde edilen 16 barlık hava basıncı ile motora ilk dönü hareketi veriliyordu. böylece hiçbir harici hava verme cihazına ve yardımcı personele ihtiyaç duymadan uçak çalıştırılıyordu. bu yenilik bir uçağı çalıştırmak için büyük bir kolaylıktı. o dönemdeki bütün uçaklar pervanenin elle çevrilmesi ile çalışıyordu. günümüzde f-16 uçaklarında bu sistem vardır. oysa 1960’ların teknolojisinde ve halen kullanılmakta olan amerikan yapımı, t-38 eğitim uçağında ve f-4 av uçaklarında motor çalıştırma sistemi yoktur. bu uçaklarda motorları çalıştırmak için 35 psı’lık harici hava basıncına ihtiyaç vardır. eğer böyle bir destek aracı yoksa motor çalıştırılamaz. yani motor çalıştırma sistemi bir savaş uçağı için hayati önem taşır.
tamamen metal olan nu.d-38 ise, motor haricinde tüm detay paçaları ile demirağ fabrikasında yapılmıştı. iniş takımlarında amortisör ve fren sistemi vardı. gerektiğinde kısa sürede konfigürasyon değişikliği yapılarak bombardıman uçağı olarak kullanılabilecek şekilde tasarlanmıştı. tavan irtifası ve sürati açısından birçok uçakla yarışacak düzeydeydi. 11 şubat 1944’te ilk tecrübe uçuşu kurtuluş savaşı pilotu basri alev ve yardımcısı mehmet altunbay tarafından yapılmıştı. tecrübe uçuşlarında devletin resmi görevlileri de bulunmuştu. daha sonraki tecrübe ve sefer uçuşlarına nuri bey’in oğlu galip demirağ da katılmıştı. nuri demirağ bu uçakla istanbul’dan ankara’ya ve izmir’e, ayrıca atina’ya ve selanik’e de gitti. 22 mart 1944’te uçuş sertifikası alınan uçakla istanbul-ankara arasında yolcu taşımacılığı da yapıldı.
fabrikanın ve gök okulu’nun kapanışı
selahattin reşit alan, 1938’de nu.d-36 uçağı ile inönü meydanı’na inerken, çevredeki hayvanlar hava alanına girmesin diye pistte açılan hendeği göremez. hendekten daha önce iniş yapan uçak hendeğe düşer ve reşit alan vefat eder.
bu kötü kaza sonucunda o zamanki thk yönetimi nu.d uçaklarında teknik hata olduğunu iddia eder. nuri demirağ dava açar ve kazanır, fakat uçaklar thk tarafından satın alınmaz. yurtdışına satılamaması için de bir kanun çıkartılır, sipariş alamayan fabrika 1944 yılında uçak üretmeyi tamamen bırakır. mehmet kum fabrikada bir süre yakıt tankı ve baraj kapağı imalatı yapar.
nuri demirağ’ın fabrikalarında yapılan eğitim uçakları, gök okulu’nda başarılı uçuşlar yapmış ve hiçbir kayba yol açmadan tam 16.000 saat uçmuş, 290 genç pilot yetiştirmiştir. bu uçaklar türkiye›de olduğu kadar yurtdışında da büyük yankılar uyandırmıştır. sadece ingilizler ve almanlar değil amerikalılar da endişelenmiştir. bunu fabrikaya yapılan gezilerden anlıyoruz. bunun yanı sıra yabancı uçak firmalarının türkiye temsilcilerinin, türk uçakları için yaptığı karalama ve kötüleme kampanyaları tutmuştur. ama esas yanlış thk’nın kendi insanına ve onun yaptığı uçaklara güvenmeyerek uçak siparişlerini yabancı firmalara vermesidir.
nuri demirağ 26.08.1940 tarihinde cumhurbaşkanı’na yazdığı mektupta türk havacılık endüstrisi için toplam 35.000 büyük ve küçük uçak, 12.000 tank, 68.000 askeri kamyon ve 150.000 pilot, 200.000 mühendis ve teknisyen hedeflediğini bildirmiştir. bu sayılardan hedefinin ne kadar büyük olduğunu anlıyoruz. nuri demirağ uçak fabrikası uçak üretimine devam etmiş olsaydı, kuşkusuz boeing, airbus gibi firmalarla boy ölçüşürdü. yapılan uçakların teknik özellikleri bize bunu gösteriyor.
kaynaklar
şakir ziya, nuri demirağ kimdir? kenan matbaası, istanbul 1947,s.62
dervişoglu m.fatih, türkiye’nin havacılık efsanesi nuri demirağ, ötüken, istanbul 2007, s.90
dervişoglu m.fatih, türkiye’nin havacılık efsanesi nuri demirağ, ötüken, istanbul 2007, s.55,115
şakir ziya, nuri demirağ kimdir? kenan matbaası, istanbul 1947,s.55
jane’s all the aircraft magazine, münih müzesi 1949-50, s.183c
deliorman m.necmettin, nuri demirağ’ın hayat ve mücadeleleri,
nu.d matbaası, istanbul 1957, s.36
dervişoglu, s.147
deliorman, s.38
-ismail yavuz / bilim ve teknik
***